Hakkında hiçbir bilgimin olmadığı, ilgimin olup olmadığını dahi bilmediğim bir bölümü sırf üniversite okumak için seçmemle başladı maceram. Mezun olunca da yıllarca ait olmadığım bir sektörden başka bir yabancı sektöre savruldum. Bu savruluşlarda sürekli iş değiştiriyor olmanın koşuşturmasından ve kredi borçlarımı ödemeye çalışmaktan kalbimi dinlemeye hiç sıra gelmedi. Nihayet kalbimi dinlediğimde anladım ki, bende sanatçı hamuru vardı. Sanatın içinde olmam gerekirken ben soğuk yemekhane koridorlarında, vergi dairelerinde, bankalarda, cast ajanslarında, sokaklarda gezinip durmuştum. En iyisi kendi işimin patronu olayım dediğim noktada başımdan aşağı akan boklu suyun altında zırıl zırıl ağlamışlığım bile vardı.
Bu kadar güzel dibe vurulur muydu? İnsan kendini böyle şaşaalı, böyle gösterişli kör kuyulara atıp da batırabilir miydi?
Karaca’nın trajikomik hikâyesini okurken kahkahalara boğulacak, zaman zaman hüzünlenecek, ama mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız. En önemlisi de bu kitapta anlatılanlar umut olacak size. Zor zamanlarınızda elinizi tutan bir dost eli, yüzünüzde tebessüm olacak.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.