Hepimizin yüreğinde geç kalmışlık duygusu yok mudur? Gidemediğimiz yolların, yaşanmamış sevdaların eksikliğinin ikide bir önümüze çıkan huzursuzluğuyla cebelleşmez miyiz?
ODTÜ’den başlayıp ülkenin en saygın işadamlığına uzanan yolculuğun İzmir’in unutulmuş bir köşesinde münzevi bir hiç kimselikte noktalanması... Hayatının aşkını bulmuşken neydi Murat’ı çıldırtıp dilsiz bırakan, hangi vurgundu ölümü aratıp duran? Küçücük yüreğine kilitlediği devasa sırrıyla karşısına çıkan Damla, Murat’ın ördüğü yalnızlık duvarını yıkabilecek miydi?
Birçoğumuzun görmezden geldiği, yok saydığı toplumsal sorunlarla beraber tarihin karanlığında kalmış ustaların trajedilerini gün yüzüne çıkararak o çığlıkları tekrardan duymamızı sağlayan, okurken sarsılacağımız ve uzun süre hafızalarınızda kalacak bir roman var elinizde. Siz bu eserde sessiz bir çığlık gibi duran gölgenizi görerek sevdiklerinize sımsıkı sarılacaksınız.
Hikayenin tamamını yazarın güçlü ve içe işleyen kaleminden okumanız gerekir. Çünkü okurken yaşayacağınızdan, aynı isyan ve acıyı paylaşacağınızdan eminim. Bu kitap anlatılmaz, okunur.
- Naşide Gökbudak
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.