“bana gelirseniz şayet hiçistanın ardındayım! hiçistanın ardında bir yer var hiçistanın ardında havanın damarları toprağın en uzak yığınında açan çiçeklerden haber getiren habercilerle doludur.
kumlar üzerinde, şakayık miracı tepelerine yol alan zarif atlıların toynaklarının izi var.
hiçistanın ardında istek şemsiyesi açıktır susamışlık meltemi bir yaprağın dibine koşsun diye yağmurun çanları çalınır
insan burada yalnızdır ve bu yalnızlıkta bir karaağacın gölgesi sonsuza dek akmakta.
bana gelirseniz şayet yavaş ve yeğni gelin yalnızlığımın ince çinisi çatlamasın...”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.