Ferdi Tayfur, Yağmur Durunca‘da "insan"ı ve "aşk"ı anlatıyor; özellikle ezilen insanı, özellikle umutsuz ve kaybetmeye mahkûm aşkları. Bir mahkûmun sürgüne gönderilmesiyle başlayıp bir cezaevinin avlusundaki infazla sona eren romanda, bir yandan kaybedilmiş yaşamların çare arayan direnişlerini okurken, bir yandan da toplum dışına itilmiş insanların yüreklerindeki gizlerle buluşuyor okur. İnsanın sonsuz arayışı olan aşk’ın hangi yüreklerde nasıl çarptığının müthiş trajedilerle bütünleştirilerek aktarıldığı romanda "memleketimizden insan manzaraları"nı okurken, özellikle toplumun alt kesimlerinde yer alan insanlarla ve onların yok sayılan yaşamlarındaki gerçekliğe hüzünle tutulan bir ayna ile karşılaşıyoruz. Sevdiği uğruna hapislere düşmeyi göze alan Veli Yüklü’nün sessiz, yalın, içtenlikli, imrenilesi sevdası, halk ozanlarımızın yüzyılların ötesinden beri taşıdığı tipik Anadolu erkeğinin yapısı, sevda türkülerimizdeki gibi bir kez daha ve günümüz toplumsal gerçekliği içinde kişileşerek canlanıyor. Aynada gördüğümüz Kör İmam’ın dramı, bir yandan toplumumuza, benzer yaşamlara ışık tutarken, bir yandan da gerçeğin aktarılan bir yanının aldatıcı olabileceğini de öğretiyor. Yağmur Durunca, insani ve gerçekçi edebiyatımız için bir kazançtır. Mahkûm Veli ile Kör İmam’ın sevgilerinin ve öfkelerinin romanı olan Yağmur Durunca, "insan"a ve "aşk"a olan güvenin romanıdır. Öner Yağcı
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.