"Olmak ya da olmamak" Shakespeare'in bu ünlü sözleri varoluş filozoflarında sahici varoluş ya da sahici olmayan varoluş kavramları içinde ele alınarak, gerçek içeriğine kavuştu.
Bu çalışmanın amacı, varoluş felsefesini ve filozoflarını tanıtmaktır. 20. yy'ın en önemli felsefi akımlarından biri olan varoluşçuluk, çağın insan sorununu ele alan bir felsefedir. Özellikle iki Dünya savaşının yıkımını gören ve içinde yaşayan düşünürler, insan varlığının nasıl bir varlık olduğunu sorguladilar. Bu nedenle olması gereken ideal bir insanı degil, bunalan, yıkım yapan, kendine yabancılaşan, ölümü ensesinde hisseden, kurtuluşu ve özgürlüğü arayan, etik ilkelerini yeniden oluşturmaya çalışan gerçek, somut ve yaşayan insanın ne olduğunu açıklamaya çalıştılar.
Varoluş filozofları genellikle birbirlerinden etkilenmelerine rağmen, hepsi farklı ilke ve fikirlere sahiptirler. Bu nedenle tek bir varoluş felsefesinden ya da genel söylem diliyle varoluşçuluktan ve aynı görüşlere sahip iki varoluş filozofundan bahsedilemez. Sonuç olarak elinizdeki bu eser; Sokrates'ten Augustinus ve Pascal'a, Kierkegaard'dan, Nietzsche'ye, Husserl'den Heidegger'e, Jaspers'ten Camus ve Marcel'e, Sartre'dan Ponty ve Simone de Beauvoir'a kadar en önemli varoluş filozoflarının düşüncelerini ele alıp, okuyucuyla buluşturmayı hedeflemektedir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.