Sevinç Çokum’un gündelik hayatımıza dair kısa denemelerinden oluşan Vaktini Bekleyen Tohum kimi zaman bizi, tebessüm eden sözcüklerle cümlelerinden taşırıp İstanbul’daki bir sokağın yataylığına açılan kapıya; Vatandaş Naci Bey’in umut ve bekleyişlerine; İstanbul mu, Edirne mi, nerde olduğu pek önemli olmayan bir yaz gecesine; ansızın beliriveren bir hatıraya; içine sığmadığımız, sığdığımızda da hep bir yerlerini eksik gördüğümüz evlere; Cumhuriyetin ilk günlerine ve tüm iyi niyetiyle günümüz sorunlarına sonra sanata, kitaplara, aşka bırakıyor. Tabii yaşanmışlığın göstergesinde… Ve evet sonbahar, ve evet İstanbul, ve evet en renkli günlerin yaşandığı yer, unutmayalım. Maşuklar Yokuşu yine öyle dik, yine öyle loş…
Acaba kimdi bu sevgililer, neden onların adını taşıyordu bu yokuş, hikayesi neydi, hiç sormamıştık sahi! Bizim eve doğru giden yolun sonunu kalabalığı aralayıp görmek istedim. Orada bir yerde okul çantamla kendime rastlayacakmışım zannıyla…
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.