Hangi ağacın hikayesini anlatacağımı bilmiyordum. Sonra öğrendim ki hangi ağacın meyvesi beni çağırırsa onu anlatabilirdim. Çocukken ters çevirdiğim bir şemsiyenin dilimlerinde unuttuğum portakallar nereye gidersem gideyim peşimi bırakmıyordu. Portakalları ve şemsiyeleri unutmak için uzun uykulara daldım. Rüyalarımda dökülen dişlerimi, uyandığım zaman portakal kabuklarının içine sakladım. Ağzım bomboş ve savunmasız kaldığında yüzümdeki lekeleri tırnaklarımla kazıya kazıya ağladım. Bir yas ancak kelimesiz tutulabilirdi. Konuşmak zamanı hızlandırıyordu, sustum.
Uykusuz Meyveler, ne bir kahramanın ne bir anti kahramanın ne de bir dönemin kitabı. O, meyvelerin öykülerine adanmış bir imge damarı. O yüzden okurunun peşinden bazen bir portakal yuvarlanır bazen başına bir dut düşer bazen de parmaklarına elma ağaçları takılır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.