Araştırmacılar dışında yerli nüfusun yaşamadığı dünyanın beşinci büyüklükteki ıssız kara parçası Antarktika, 19. yüzyılda insanların ayak basması ile birlikte artan seviyede uluslararası rekabetin konusu olmaya başlamıştır. Kıta ile ilgili yaşanan egemenlik mücadelesi sonucu, çeşitli seviyelerde gerginliklere şahit olunmuştur. 1959 yılında Antarktika Antlaşması'nın imzalanması sonrası, Soğuk Savaş yıllarında ilginç bir şekilde kıta ile ilgili gerginliklerin giderilmesi sağlanmıştır. Yeni dönemde Kıta'da kendine münhasır bir sistem olarak ortaya çıkan Antarktika Antlaşmalar Sistemi (AAS), egemenlik iddialarını dondurmakla kalmamış, kıtanın bilimsel çalışmalara ayrılması ve doğal yaşamın korunması yönünde önemli hedefleri başarmıştır. Bununla birlikte zaman zaman başta yer altı kaynakları olmak üzere ekonomik kaynakların kullanımı ve kıtanın yönetişim sisteminin yenilenmesi konusunda tartışmalar açılmıştır.
Bu çalışmada; AAS'nin tarihsel gelişimi ile birlikte sistemin oluşumunda yer alan uluslararası dinamikler analiz edilerek gelecek dönemde uluslararası ilişkilerin odak noktası olma potansiyeli açısından Antarktika yönetişiminin temel esasları ortaya konulmuş, AAS'yi tehdit edebilecek en önemli unsurlardan birisi olarak yer altı kaynaklarının mevcudiyeti ile ilgili bilgiler sunulmuş, uluslararası aktörlerin son dönemde dikkat çeken Antarktika politikaları analiz edilmiş, Türkiye'nin Antarktika açılımı süreç ve hedefler yönünden uluslararası ilişkiler bağlamında irdelenmiştir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.