Bir mekân bilimi olan coğrafyanın temel konusu harekettir. Hareket olayını sağlayan sistem ise ulaşımdır. Ulaşım, doğal ortama işlevsellik kazandırarak coğrafi görünümü değiştirir ve dönüştürür. Ulaşım ağlarının meydana getirilmesi ciddi ekonomik yatırımları gerektirir. Türkiye gibi yüksek ve engebeli ülkelerde ise ulaşım ağlarının birim maliyeti yüksektir. Bu nedenle coğrafyanın geçit verdiği doğal yollar ulaşım ağlarına yön verir. Fiziki şartların yanı sıra ülkelerin politik tercihleri de ulaşım ağları üzerinde etkilidir. Türkiye’de “demir ağlarla ördük anayurdu dört baştan”, “bir karış fazla şimendifer”, “teker dönsün”, “otoyol devrimi”, “her ile bir havaalanı”, “tek şerit yoldan bölünmüş yollara” gibi söylemler ulaşım ağları tercihinde ve gelişiminde belirleyici olmuştur.
Bu kitapta Türkiye ulaşım ağlarının topografya ile ilişkileri, ulaşım ağlarında klimatik ve klimajeomorfolojik etkiler, beşeri ortamın ulaşımı dönüştürücü etkileri ve Türkiye ulaşımında sektörler bazında politik değişimler coğrafi bakış açısıyla ele alınmıştır. Ulaşım ağlarındaki antropojen süreçler ise “adaptasyon”, “modifikasyon” ve “rekonstrüksiyon” süreçleri çeşitli örneklerle ele alınarak değerlendirilmiştir.
Türkiye petrol zengini olmamasına rağmen ulaşım sistemlerinde ezici üstünlük petrole bağımlı karayolu üzerindedir. Daha ekonomik olan demiryolu ise dış politik baskıların da etkisiyle uzun yıllar atıl bırakılmıştır. Sonuç olarak doğu-batı ve kuzey-güney yönlü rotaların merkezinde bulunan Türkiye için ulaşım sistemleri jeopolitik açıdan önem arz eder. Transit bir ülke olan Türkiye dünya coğrafyasında ulaşım kavşağı pozisyonundadır. Bu nedenle hinterlandıyla bağlantısının güçlü olması gerekmektedir. Önerilen hızlı demiryolu sistemleriyle Türkiye, Avrasya ve Afro-Avrasya’da daha etkili bir aktör olabilecektir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.