İçine dünyayı sığdıracak kadar büyük bir kalbi vardı. Ama o kalbin içinde dünya sevgisine yer yoktu. İsmini söylediklerinde akla evvela “sevgi” gelirdi. Canlı cansız fark etmezdi; bıkmadan, usanmadan severdi. Bu sevgiden nasiplenecek bir de çocuk vardı: Salih. Hiç tanımadığı Gemuhluoğlu’nu rüyasında görecek, sonra İnsan Müzesi’nde tanış olacaklardı. Fakat hikâyenin başlaması için Salih’ın mışıl mışıl uyuması, heyecanla uyanması gerekiyordu…
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.