İkimizin de aklına gelir miydi, bir gün senin kitabına benim arkakapak yazısı yazacağım? Cemal Süreya'nın "bak bu da oldu işte" dediği gibi oldu sonunda. Kitabını yayımlayan arkadaşlara söylemedim ama, galiba senin kitabının arkakapak yazısını bana yazdırmak pek iyi bir fikir sayılmaz. Hak'katen ne yazılır? Bunu dedikten sonra da tutup o "ne yazılır"ları yazmak da bir yöntem ama, şimdi hiç sırası ve zamanı değil. Kitabın adını koymuşsun bile bize söylemeden: "Son Okumalar". Şimdi "Son Yazmalar" oldu, bana sorarsan hiç iyi olmadı. Beni de yazmışsın içine, hep yazardın zaten, ama bu sefer "Bir Şair Öldü Diyeler" bölümüne yazmışsın. Ben de seni yazdım ama öyle "eleştirmen, çevirici, denemeci" filan diye değil, doğrudan "Mehmet Abi" diye yazdım, başka ne yazabilirdim ki? Sen uyurken gördüydüm kitabı, uyanınca konuşur, sohbet ederiz dediydim. Baktım "hiç buralı" değilsin, nasılsa okumayacağı da garanti diye bu yazıyı yazdım. Eh, burda olsan haliyle biraz zor yazardım, "bakalım beğenecek mi? " diye çekinirdim. Şimdi görüyorsun aklıma estiği gibi yazıyorum. Ne yapabilirim ki, okuyup beğenecek kimsem kalmadı. Hem burda olsaydın yazar mıydım öyle kapak mapak yazısı Mehmet Abi, önce kitabın adını değiştirmeni şart koşardım, "ne o, Son Okumalar da ne demek oluyor? " diye itiraz bildirirdim, belki kitabın adını değiştirmen şartıyla yazardım...
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.