Ben Mehmet Yahya Usta. Bin yaşındayım, belki de daha fazla. Yerde yatansa İskender, benden bir yaş büyük. Yay ustası zanneder beni insanlar. Oysa ben gönüller yapar, kalpler onarırım. Kör zanneder beni insanlar, ben görmek için göze gerek olmadığını bilirim.
İskender mi? Onu tanırsınız siz. İlkin Bedir'de vurulup düştü. Yirmi birdi yaşı. Kartalları korkutan bakışları vardı. Uhud'da ok değdi kalbine bu kez, yirmi birdi yaşı. Öldü sandı insanlar onu. O, dirildi her seferinde. Hayber'in kapısını söken Ali'nin sağ yanındaydı tekrar vurulup düştüğünde. Kumandan Tarık'ın yaktığı gemilerden birinde askerdi. Kudüs'te Selahaddin'in ordusundaydı. Malazgirt'te Alparslan'ın cengâveriydi, yirmi birdi yaşı. “Döne döne cenk etti de öyle vuruldu.” dedi kardaşları.
Her vurulduğunda kalktı ayağa İskender. Vuruldukça çoğaldı. Çünkü, bir fikirdi İskender. Ben Mehmet Yahya Usta. Bin yaşındayım, belki de daha fazla. Burada yatansa İskender. Benden bir yaş büyük. Ben kalp onaranım, gönül yapanım. O, bileğiyle meydan inleten, cesaretiyle arş titreten. Öldü dediler onun için, yalan…
O, buradan gün batımına kadar kahraman.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.