Sevinç Çokum, öykü dilini elden bırakmayan yeni anlatılarıyla dünyayı daha insanca görmemize olanak sağlıyor. Çokum, Tek Kalan Fincan’da, hayatı, yaşanmışlıkları ve en çok İstanbul’u öyle naif bir kalemle anlatıyor ki yanı başınızda bir ağaç sürekli çiçek açıyormuş gibi hissediyorsunuz. Her eşyanın bir öyküsü olduğunu bir kez daha hatırlatıyor bize.
Her fincan içinde sayısız öykü taşır. Kışlık-yazlık evler arasında, bazen bir yerden bir yere taşınırken onları belki eksiklerini fark ederek gazete kâğıtlarına sarıp taşımışızdır. Kardeşlerini kaybetmiş, başka bir tabağa eş olmuş fincan ve tabaklar gün gün birikir. Çatlağı var diye uğursuz sayılıp atılan, kırıldığında “Cana gelecek olan mala gelsin!” denilen, sayısız fincan ve tabak…
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.