Türkiye ne mazisinden ne de üç yüz yıla yakın benimsemiş olduğu Batı değerlerinden ve medeniyetinden vazgeçebilir. Bir harmanlanmaya, senteze ulaşmak lâzımdır. Türkiye toplumunun kaotik sosyal yasamı, özellikle aydınının fikri buhranı, bu sentezi gerçekleştiremeyişinden ileri gelir. Tanpınar, bu sentezin nasıl olması gerektiğini eserlerinde kimi zaman doğrudan kimi zaman da kahramanların ağzından dolaylı olarak açıklamaktadır. Tanpınar, maziyi inkâr etmeden onu faydalı bir terkip ve kıymetli bir kaynak olarak görmüş. Ondan ilham alarak farklı anlayışla yeni ve özgün pek çok eser ortaya koymuştur. Tanpınar bir edebiyat ve sanatın ancak kendi geleneği ve kıymetleri ile yenileşebileceği düşüncesindedir. Dış etkiler ve unsurlar onu sadece zenginleştirir, genişletir. Eksiklerini tamamlar, fakat dış unsurları maziyle harmanlamak şartıyla yüksek bir terkiple yenileşebilir. Ahmet Hamdi Tanpınar, medeniyetler terkibi zemininde çekirdek zaman anlayışı temelli ve bilinçaltına ulaşma amaçlı edebiyat ile estetiği, tenkidi, kültürü, medeniyeti, plastik sanatları, sosyolojiyi, psikolojiyi, dili, tarihi vb. yardımcı pek çok bilimi birleştirebilmiştir. Kültür, edebiyat ve sanatımızın kaynaklarını soruşturan, irdeleyen sosyal hayat-cemiyet-edebiyat, toplum-fert ilişkileri üzerinde yoğunlaşan ve düşündüren, estetik ve uyanık gözlem ve hayat deneyimine dayalı pek çok çizgiyle insanımızı, cemiyeti tanımayı ve tanıtmayı amaç edinen Tanpınar, birçok eserinde önemli, yoğun teorik değer yargılarını doğrudan veya örtük bir biçimde yazmıştır. Tespit, değerlendirme, kuram, hükümlerini ve sanat anlayışını ifade ederken dili âdeta plâstik bir sanat gibi işlevseleştirerek söyleyeceğini, bilgilerini inşa ve ibda eden çok yönlü bir estet ve bir edebiyat tarihçisidir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.