Hanım Ana, açık mavi parlak gözlerinde yaşlar birikip, sol şakağındaki, kısa, kalın, ışık oklarını etrafa saçan güneş desenli sütlü barut dövmesinin koyu, derin, uzak, mat, yeşilinin üzerinde ince bir keder çizgisi usulca belirerek yeni uyanmış, endişeli yüzüne doğru sızdığında, dizlerinin üzerine çöküp avuçlarını göğe kaldırdı, yutkundu, genzine akan yaşları yuttu, ahları yuttu, sözleri yuttu, öfkeleri, bedduaları yuttu, “Allahım” dedi, fısıldayarak, “Allahım, oğlumu çok dövmesinler.”
Deniz Faruk Zeren, kalabalıkların içinde kaybolmuş insanları sesliyor öykülerinde, resimliyor. Her biri kendi serüveninin içinde saklı, zuladaki dünyalarına götürüyor bizi. Toprak damlı evler, kara taşlarla örülmüş duvarlar, iç içe kurulmuş, dar, sıkıntılı, girintili çıkıntılı sokaklar, evlerin üzerinden tembel tembel yükselen sarı beyaz soba dumanları… sonra mahpus damları, dağlar, kentler, sokaklar, okullar… yaşadık-ları yer neresi olursa olsun, renklerini örtmek zorunda kalmış insanlar.
Basım Dili : Türkçe
Basım Yeri : İstanbul
Sayfa Sayısı : 132
En / Boy : 13 / 19.5
Kağıt Cinsi : 2. Hamur
Basım Tarihi : 5.2022