Gece, aşıkların elbisesidir. “Sizin için geceyi bir örtü kıldım” demiştir geceyi var eden. Gece, bir sükûn ortamıdır; oluşun ve erişin mayalandığı. Gece, tefekkürün manaya kanat açtığı bir rûhânî sofradır. Bir âyettir gece, okumasını bilene; sessizliğinde kalbinin atışlarını zikrin nefesiyle tutuşturana. Gece, fecrin doğuşuna bir hazırlıktır. Bu nedenle yemin edilmiştir “on gece”ye. “On gece”yi bürüyenlere, bu gecelerde yürüyenlere / yükselenlere sonunda âriflik bahşedilmiştir. Bayramı görenler/yaşayanlar, gecenin mahremidirler. Gece, gaybın anahtarıdır. Gecenin halveti tıpkı bir deryadır. Bu deryanın gavvâsları, el değmemiş nice inci ve mercan çıkartırlar bu sahilsiz ummandan.
Gece Leyla’dır; Mecnûn’lara yol açan. Leyl’i, Leyla yapan, sevgili kılan, peşinden koşturan, aklı çelen dalga dalga siyah zülüfleridir. Gece, âşıkların Kâbe’sidir. Burada kılınan bir namaz, bin namaza/aya bedeldir. Gece, vuslat sarayıdır, birlik mekânıdır. Öyleyse geceleri uykuyla kısaltma! Bil ki; büyük oluşların rüyâları, geceleri uyanık durmasını bilenlerin dünyalarına doğar.
Siyah zülfünün aşığıyım ey nazlı gece! Bir râyihanı duyabilmek için sürekli kıyamdayım ey gece! Elif’ten vav’a, vav’dan nûn’a şekilden şekildeyim. Duracağımı/durulacağımı sanma ey gece! Hangi ırmak ummana varmadan durulmuş, hangi pervâne ateşe düşmeden rahat bulmuş? Siyah duvağını kaldırmadan, cemâlini göstermeden, “Kabe Kavseyn” kaşlarına elimi sürmeden feryadımı/niyâzımı keseceğimi sanma! Gündüzün esaretinden sükûnunun/siyahlığının özgürlüğüne sığınmışım ey gece! Ya al kollarına sustur beni, ya da sessizliğini sonuna kadar aç!
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.