Siyah beyaz fotoğraflarımı döktüm masanın üstüne, bir bir inceledim; aman Allah'ım bu nasıl şey? Var sandıklarım sadece fotoğraf karesinde görüntüden başka bir şey değil. Etkisi altında kaldığım başka durum da bitpazarlarında gördüklerim; ne yok ki bu pazarlarda! Sahibinden kopmuş her tür eşya, bir kenarı çıtlamış en ince porselenden yapılmış yemek tabağı; kim bilir hangi masalarda, kimler, hangi görkemli konaklarda bu tabağa kaşık sallamıştır. En iç acıtanlar da siyah beyaz fotoğraflarla, her sayfasında bin anı yüklü kitaplar; çaresiz vaziyette oradan oraya sürükleniyor, adeta inliyorlar. Süslü kavanoz kapağı, ahşap rahle, kalemler, özellikle arkası kemirilmiş kurşun kalemler, sallanır vaziyette bir başına, işe yaramaz durumdaymış gibi kalmış sandalye, eski çerçevenin içinden fırlayacak gibi duran güzel yüzlü insanlar, daha birçok kendi içinde gizli kalmış manidar birçok şey; beni anlayamazsınız bakışı atar melül melül “Nerede ilk sahibimiz?” der misali.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.