Hadi gel şu balkona çıkalım seninle ey taş!Balkondaki kuyuya üzünçlerimizi dökelimDökelim dünyaya âit ne varsa gözlerimizdeDökelim siyah derili ölülerimizi, bembeyaz dişlerimiziAaa! Bu tabut da nereden çıktı böyle? diyelimGerçekten de durup dururken nereden çıktı bu tabut!Çocuklara bakıp da diyelim bunu, İstanbul’u unutalımÇeşmeleri, karpuz sergilerini, okul çıkışlarını hep unutalım
Günceli alıp eline, onu bir güzel yoğuran, farklı kıvamlara getiren bir şairle karşı karşıya kalıyoruz Şiir Taşı'nda. Ama en çok da güncelin masala, efsaneye dönüşüverişine şaşırıyoruz. Oysa bunda şaşılacak bir şey yok. İlk bölüm olan Ateş’te; Ateş böcekleriyle kanaviçelerin arasında gezinen şairanelik başka nasıl izah edilir?
İkinci Bölüm Taş’a gelince: Taş, yalın kılıç yahut birbirinden ilginç karşılıklarıyla, şairin elinde topuz oluyor sanki... Adem Turan ilk kez bu kitapla toplumsal olanın ritmini bu kadar net tutuyor.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.