Bu kitap, şiirlerin ve şairlerin dünyasına karanfil kokulu çay eşliğinde bir yolculuk önerisi. "Yazmak bir çığlık, okumaksa o çığlığa ses vermektir" diyen bir şiir okurunun olabildiğince geniş bir perspektiften şiire bakışının ürünü denemeler. Şiiri, "hayatın turnusol kâğıdı" olarak algılayan yazılar… İlk basımında (2005) kitap üç bölümden oluşu-yordu. Gözden geçirip yeniden yayıma hazırladığım bu baskıda kitaba "haiku" üzerine özel bir bölüm ekledim. Üç dizelik kısacık Japon şiir tarzı haiku tüm dünyada giderek daha fazla ilgi uyandırıyor. Ülke-mizde haikuya gönül vermiş çok değerli şairlerimiz var. Haikuya olan ilgiyi de dikkate alarak kitapta "haiku: saydam ve doğal" başlığıyla özel bir bölüme yer vermeyi uygun buldum. Böylelikle Şiir Okuma Anları bu basımda dört bölümden oluştu. İlk bölüm, okurlarımın bana eşlik etmesini iste-diğim keyifli bir yolculuk üzerine: "karanfil kokulu çay eşliğinde şiire yolculuk". Kitapta, sevgili şair arkadaşım Halim Şafak'ın benimle yaptığı bir söyleşi var. O söyleşide de belirttiğim gibi: "Yazmak anla-mında bugüne değin şiirde yoğunlaşmadım ama okur olarak şiiri hep yanımda taşıdım. Benim algı dün-yamda şiir hayat demektir. Şairlerin en güzel şiirleri hiçbir dönemimde beni yalnız bırakmadı. Bugüne değin iğneyle kuyu kazarak geliştirdiğim duygu, algı ve düşünce dünyamı güzelleştiren, derinleştiren, zenginleştiren, 'insani kılan' öz hiç kuşkusuz şiirdir. Ayrıca, has bir şiir okuru olmak, özellikle şairler nezdinde, şair olmak kadar önemli ve değerlidir. Ben de işte kendimce iyi bir şiir okuru olmanın tadını çıkarmaya çalışıyorum..." İkinci bölüm, bir şiir okuru olarak bugüne değin ilgimi çeken, üzerinde önemle durduğum, şiirlerini nerede görsem okumaya çalıştığım şairlerin dünyası üzerine yazılmış denemelerden oluşuyor. Bu bölümde Melih Cevdet Anday'ın, Attilâ İlhan'ın, Ahmet Oktay'ın, Hilmi Yavuz'un, Metin Akbaş'ın, Ataol Behra-moğlu'nun, Ahmet Telli'nin, Ahmet Ada'nın, Tahir Abacı'nın, Abdülkadir Budak'ın, Adnan Yücel'in, Emin Akdamar'ın, Haydar Ergülen'in, Ahmet Erhan' ın, Kadir Aydemir'in şiir dünyalarını kendimce değişik açılardan ele aldım. Bölüm, Haydar Ergülen'in bir dizesiyle başlıyor: "Kimsenin Kimseye Gözü Değmiyorsa, Şiir Niye". Haydar Ergülen, bu güzel dizesinde çok haklı bir soru soruyor: Evet, kimsenin kimseye gözü değmeyecekse, şiir niye? Eklemekte yarar var: Ele aldığım şairlerin şiir dünyaları, şiir serüvenleri elbette "tüm zamanlar"ı kapsamıyor. Kitapta okuyacağınız denemelerin çoğunu 90'lı, 2000'li yıllarda yazmıştım. O günlerden bugüne, nerede karşılaşsam şiirlerini her zaman ilgi ve beğeniyle okuduğum şairlerimizin son dönem ürünleri üzerine bu kitabın ötesinde söylenecek daha çok şey olduğu ortada. Üçüncü bölüm "haiku"ya, o kısacık Japon şiir tar-zına adanmış yazılardan oluşuyor. Bu ilginç Japon şiir tarzıyla 1995 Kasım'ından 1996 Nisan sonuna dek Japonya'da geçirdiğim altı aylık dönemde tanışmıştım. Edebiyata ilgimi bilen japon dostlarım beni oradaki haiku ustalarıyla tanıştırdı. Japon şairlerin şiir atölyelerinde bulundum. Sessizliğin hâkim olduğu etkileyici atölye ortamlarında şairlerin, kenarları desenli, ince uzun kâğıtlara ellerindeki fırçayla öze-nerek yazdıkları 5+7+5 hece ölçüsünde kısacık hai-kularına tanık oldum. Japonya'da geçirdiğim o altı ay benim için hem ilginç, hem de etkileyiciydi. Sonra bir kez daha gittim Japonya'ya. Haiku'ya ilgim hep sürdü. Haiku üzerine yazdıklarım halen süren bu ilgi ve merakın ürünü. Dergilerde haiku üzerine ne zaman bir yazı görsem, telif ya da çeviri bir haiku'ya rastlasam hemen alıp okuyorum. Haiku üzerine ne zaman yeni bir kitap yayımlansa bir şekilde haberdar oluyor, yazarını, çevirmenini, yayınevini içtenlikle se-lamlıyorum… Dördüncü ve son bölümdeki yazılar, deyim ye-rindeyse şiir üzerine "yazma coşkusu"nun ürünü yazılar. Şiiri hayatın turnusol kâğıdı olarak gören bir şiir okurunun 70'li yıllardan bugüne Türk şiiri üzerine düşündükleri, yazdıkları…Yahya Kemal'in "Eski Şiirin Rüzgâriyle"sinden yola çıkarak "genç şiir" üzerine, günümüz şiirinin yarını üzerine görüşler, düşünceler…<