Karanlık, dipsiz, kör bir kuyuya düştük seninle.
n
Ayaklarımızda prangalar, bileklerimizde kelepçe,
n
Her geçen gün daha da harlanan bir ateşte,
n
Küllerimiz bile kalmayana dek,
n
Yanacağız sevgilim.
n
Zamansız her ölüm, ardında yaralı bir yaşam bırakırdı. Biliyordum. O geceden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, geçmişin geçmişte kalmayacağını ve bütün zehrini üzerimize akıtmak için bizimle korkusuzca savaşacağını...
n
Onulmaz yaralar alacak, tuzaklara düşecek ve tuzaklar kuracak, hatalar yapacak ve bedeller ödeyecektik. Sonuna kadar savaşacak ve kazanacak ama çoğu zaman kaybedecektik. Fakat ne olursa olsun, asla vazgeçmeyecektik.
n
Bir örümceğin ağına düşmüş gibiydik. Öyle bir sarmıştı ki etrafımızı, çırpınmak ve kurtulmak, zamanı geriye sarmak kadar imkânsızdı.
n
Fakat içimde bir his vardı. Her şeye bir son verebilmek için en başa dönmek ve o geceyle yüzleşmek gerektiğini söylüyordu. Zira geçmişe uzanan tüm sırlar, o gecede saklıydı. Yaşananların vebali ise bütün geleceği yakacaktı.
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n