"Şimdi ben size ne söyleyeyim ki? Olçak'ı ve Abdüşü şehit verdim. Bu halden sonra ne konuşulabilir ki? Evet, mantık böyle diyor ama gönül ferman dinlemiyor. Mantık susuyor, konuşacak söz bulamıyor; gönülse konuşmak, bir şeyler söylemek, susup kalmamak istiyor. Şimdi, söz söylemeye çalışırken, böyle bir durumdayım. Bir yanan, konuşma, sus, konuşacak bir şey kalmadı ki' diyor. Öbür yanım 'asıl şimdi konuş, susma, konuşacak çok şey var' diyor. İnsan canı acırken konuşamaz, ancak bağırabilir. Canımın acısı geçince canının acısı hakkında konuşabilir. Bense canım acırken konuşmaya çalışmak gibi bambaşka bir çilenin içindeyim. Size onlardan bahsetmeliyim. Madem konuşacağım, susamayacağım, söz söylersem Olçak ve çocuğum hakkında söylemeliyim." Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok, 15 Temmuz Darbe girişimi sırasında, darbecilere karşı koymak için çıktıkları 15 Temmuz Şehitler Köprüsünde şehadet şerbetini içtiler. Elinizde tuttuğunuz kitap 15 Temmuz Şehitleri Erol Olçok'un zevcesi ve Abdullah Tayyip Olçok'un annesi Nihal Olçok'un kaleminden yansıyanlar... bir annenin kalbinden Şehitoğlu Şehit
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.