“Zaman insanlar için önemli olmayacak kadar hızlı geçiyordu. İlkin insan gözü fark etmese de yeryüzünde ve gökyüzünde, midesine düşkün insanların fark etmediği bir şeyler oluyordu. Yağmur yeryüzündeki canlıların üstüne yağmayalı uzun zaman olmuştu. Daha önceleri yaşamak için düşünmelerine gerek kalmayan insanlar nihayet açlık korkusuna çözüm bulmak için düşünmek zorunda kalacaklardı.”
Cihan Buğdaycı, zamansız ve mekânız kurgusuyla ilgi odağı bu romanında insanlığın yaşamsal sorunu üzerinden şu soruyu soruyor: midesi olmasaydı, yemek ihtiyacı diye bir gerçeği olmasaydı, başka neyi amaçlayarak yaşardı insan?
Yaşamakta olduğunuz zaman diliminde midenizin olmadığını düşünün. Sahip olduklarınızın bir anlamı olur muydu? İnsan hayal kurmaya, çalışmaya ve kendini gerçekleştirmeye yönelik eylemlerde bulunur muydu? Sürekli mücadele ederek ve bu süreçte ömrünüzü vererek elde ettiğiniz zenginliğiniz, bir anda yok olan midenizden dolayı anlamsızlaşırsa bu durum insanda nasıl bir psikoloji oluştururdu? Peki böyle bir dünyada yaşamak ister miydiniz?
Yazar kıtlık, kuraklık, yeni çağın sonsuz tüketim çılgınlığı ekseninde kurguladığı romanıyla farklı bir okuma serüveni sunuyor.
Bu romanda hayatı yeniden sorgulamaya başlayacaksınız. Fakat bu sefer farklı sorularla sorgulamak isteyeceksiniz.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.