Thomas Bernhard külliyatı içinde özel bir yeri olan, yazarın erken dönem eserlerinden Sarsıntı, yapısal anlamda heterojen sayılabilecek iki farklı tonda yazılmış düzyazıyı birleştiren, dönemi içinde yenilikçi biçemiyle dikkat çeken, insan doğasına ilişkin karanlık, kuraldışı bir anlatı.
Anlatının ilk bölümünde; bir sabah bir doktor ile oğlu nemrut, dağlık Avusturya kırsalında, günlük gezintilerinden birine çıkarlar. Rastladıkları sefalet, delilik ve çetin doğanın vahşiliği ile boğuşan birtakım renkli şahsiyetleri gözlemlerler. İkinci bölümdeyse farklı özgül ağırlıklara sahip meseleleri kendi bakış açısıyla öğüten, delibozuk, paranoyak Prens’in acımasızca akıp giden uzun monoloğuna tanık oluruz.
Thomas Bernhard Sarsıntı ile, varoluşun gizemine, insanın cinnet eşliğinde yürüyen, sağaltılamaz yaban yalnızlığına ilişkin delice hakikatlerle örülen bir söz ustalığı sergileyerek istikrarlı biçimde terbiyesini koruyan Avusturya edebiyatını ormana kaçırıyor.
“Bu sarsıntılardan sadece ben etkilenmiyorum,” dedi, “herkes bu sarsıntılardan etkileniyor. Biz aslında, büyük olduğunu sanmayın, dar bir binada hep beraber yaşıyoruz ve birbirimizden yüzbinlerce kilometre uzağız...”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.