“Korkularımız bizi biz olmaktan uzak ediyor, bunu anladım. Ezilenlerin safında, doğruların yanında yer alan, devletin fişlediği bir adamı sevdim. Açtık, yoksulduk; iş, ekmek bulmak bizim için güçtü ve hatta yoktu. Geçinmek gibi bir derdimiz vardı. Hakkımızı arayacak gücümüz de yoktu. Bizim davamızı güden bir adamı sevdim ama yitirdim. Bedir ne yapmıştı ülkesini sevmekten başka? İnsanı sevmekten başka?”
İnsanları ırklarına göre ayıran bir sistemin içinde, aslında sadece sistemin ayrımcılık yaptığının, halkın, birbirlerinin yaralarını görüp merhem olmaya çalıştığının kanıtı: “Saklı Ağıtlar”
Bir annenin yüreği yandığında, hangi dilde ağıt yaktığının öneminin olmadığının kanıtı: “Saklı Ağıtlar”Edebiyatımızda hikâyeciliğin ölmediğini, kuru olay örgüsü anlatmak yerine betimlemelerle gerçek hayatın sayfalara dökülebileceğini gösteren, kimi zaman güleceğiniz kimi zaman ağlayacağınız, özünde “insan”ı anlatan hikâyeleri bir solukta okuyacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.