“Yaşantımın çoğunu göğe saçtım ben, kül eyledim, buhar oldu çoğunca.”
İlk şiirinin Soyut, ilk öyküsünün Yordam dergisinde yayımlandığı 1965 yılından beri Hüseyin Peker, şiirle düzyazıyı kol kola sürdürmeyi başarmış bir yazar. Yıllar sonra tüm öyküleri bir arada. 60 kuşağı şairlerinden Hüseyin Peker’in bugünün okurlarına öyküyle merhabası: Rüzgârlı Ceket. İnsanın üstündeki o parıltılı örtüyü sıyırıyor, sokağın renkli ışıklarını söndürüyor; aşkı gizemden, tutkuyu olağan olandan kurtarıyor ve en yalın, en gerçek haliyle sunuyor onları. Peker’in öykü kişileri karanlık, uzun, çiçeksiz ve herkesin bildiği bir yolu, yaşamı yürüyor.
İstemeden olan ne? Ölmek mi yarısı yıkanmış bir soğuk taşta? Beyazlara sarınmış olarak, kuru yaprak ortasında. Sizi soruyorlar, kimdi, neyin nesi? Neleri bitirdi, hangi çöpler kendisinden? Bu çuval onun mu? Kitaplar, kalanlar, yazdıkları bir çuval boş laf, yaşadıkları bir o kadar ahmak. Bir denemeydi, başı ortası belli. Bir şiirdi ama bir türlü kesilmedi, ucu başı tüttü durdu. Bir öykücü, işin ortası. Bir roman, yazıp bittiği, çizip bitiremediği.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.