“Sahi, kimdim ben? Bir asinin ve hainin mi karısıydım, yoksa özgürlük savaşçısı bir kahramanın mı? Bir muhalifin mi annesiydim, yoksa özgürlük âşığı bir savaşçının fedakâr velisi mi? İnsanlar beni kaç kez zirveye çıkarıp, sonra da kafa üstü yere çakılmama sebep olmuşlardı?Oysa ben ikisini de hak etmemiştim. Beni kendi yeteneklerim veya meziyetlerim sayesinde yükseltmedikleri gibi, aşağıya çekmelerinin nedeni de kendi hatalarım değildi.”
İranlı yazar Perinuş Sanie, 1979 Devrimine ve İslam Cumhuriyeti’nin kuruluşuna, ardından İran-Irak savaşına tanık olan kahramanı aracılığıyla yakın İran tarihinin önemli olaylarını “içeriden” anlatır. Dönem olarak İran’ın bu çalkantılı yıllarının seçilmesinde esas neden, kadın kimliğinin her durumda nasıl baskılandığının aktarılması ihtiyacıdır.
Masume, içine doğduğu dindar, baskıcı ve cinsiyetçi ailesi tarafından küçük yaşta tanımadığı biriyle evlendirilir. Kendi mücadelesini vermekte olan komünist kocasının yokluğunda çeşitli işlerde çalışarak üç çocuğunu tek başına büyütür. Masume, kadın kimliğinin iyi evlat olmak üzerinden hiçleştirilmesinin ardından annelikle sömürülmesinin aşamalarını yaşayacaktır.
Payıma Düşen, karşılarında geleneğin yüzlerce yılda kurduğu sofra olsa da, payına düşene razı gelmeyen kadınların anlatısıdır.
“Kimse kendimiz için yaşamamızı istemez, herkes bizi kendine saklamak ister.”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.