İnsanoğlunun gaybı öğrenme isteğinin gayrimeşru bir çabası olan fal, tarihin en karanlık çağlarından günümüze değin mutlaka alıcı bulmuştur. Üstelik kendisine savaş açan akıl, mantık ve dini alet ederek yoluna devam eden falcılar, insanları en zayıf noktalarından yani kutsal kitaplarından yakalamayı da bilmişlerdir. Sonucu çok merak edilen bir durumun, kaybedilen bir nesnenin ya da kendisinin akıbetini öğrenmek isteyen insanoğlu, atalarından devraldığı gizemli ilimlere sığınmış, tesadüf ya da birer akademisyen olarak henüz çözemediğimiz sırlar olarak niteleyebileceğimiz olgulara inanmayı tercih etmiştir.
Pozitif düşünce, bilimsel metot ve teknolojiden yoksun bir dünyada kaleme alınmış olan ve Türk edebiyatı tarihinde Uzun Firdevsi olarak şöhret bulan şahsın Türkçeye tercüme ettiği Kuran falı, dikkat çekici özellikler taşımaktadır. Mesela, ademoğlunun günümüzdeki bilinç düzeyine varıncaya kadar hangi karanlık yollara saptığını örneklemesi açısından, söz konusu metnin önem arz ettiği görülmektedir. Üstelik manzum-mensur bir tarzda kaleme alınan bu eserin, edebî bir ciheti olduğu da aşikârdır. Kitapta 15. yüzyılda Türkçeye tercüme edilmiş bir Kuran falının tetkiki, neşri ve günümüz Türkçesine aktarımı yapılmış ve Kuran falı literatürünün muhtasar bir tanıtımına yer verilmiştir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.