3. Selim 1789’da tahta çıktığı zaman 28 yaşında bulunuyordu. Çok iyi bir tahsil görmüştü. Devlet işlerini yakından takip edip öğrendiği gibi, iyi bir şair ve birinci sınıf bir bestekardır. Babası gibi o da devlette pek çok yenilikler yapılması gerektiğine inanıyor, bunun için etrafına hep ileri fikirli, Avrupa’daki gelişmeler hakkında bilgi sahibi bulunan kimseleri topluyordu. 1791’de yapılan barış andlaşmasından sonra beş-altı yıl Türkiye savaştan uzak kalmış, 3. Selim’in ıslahat çalışmaları için biraz fırsat doğmuştur.
Türkiye’de yeni bir devir açmak için bütün meziyetlere sahip bulunan fakat Osmanoğlu’nun celadet ve azmi yerine, yumuşak huyluluğunun kurbanı olan Padişah bizim tarihimizin en büyük adamlar yetiştiği gibi, kendisi de bunların başında gelir. 18 yıllık Padişahlığı içinde öylesine kendini devlet işlerine vermiştir ki ne zaman istirahat ettiği ve şahsi işleriyle uğraştığı hep akla gelir. Bu inkılapçı bir ruh taşıyan fakat merhametli padişah 1807 Mayısında Kabakçı Mustafa adlı bir yeniçeri neferinin emri altında harekete geçen yeniçeri yamakları, hükümet ve saraydaki bazı işbirlikçi devlet adamlarının tertibiyle tahttan indirildi. Yerine amcasının oğlu 4. Mustafa getirildi. 3. Selim’in halet-i ruhiyesi daha şehzadeliği zamanında söylediği şu mısrada özetlenmektedir:
"Layık olursa cihanda bana taht-ı şevket
Eylemek mahz-ı safadır bana nasa hizmet."
Hal’edildikten sonra 4. Mustafa zamanında kıymeti anlaşılmış; Rusçuk’a sığınan adamlarının Alemdar Mustafa Paşa’yı, 3. Selim’in iade-i cülusu için bir tertible İstanbul’a getirmelerinden sonra bu iş için yapılan manevra sırasında, 4. Mustafa’nın adamları tarafından feci bir şekilde 28 Temmuz 1808’de şehit edilmiştir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.