Sahasında ilk ve tek. Ecdad demiş ki: “Aceptir hal-i alem, bilen söyler, bilmeyen söyler” Evet Osmanlı düşünürleri hakkında daha çok bilmeyenler, araştırmayanlar konuşuyor.Osmanlı’da düşünce yok, ilim yok, sanat yok, düşünür yok, çünkü hepsi “kapıkulu”. Çünkü düşünme hürriyeti yok. Evet böyle diyorlar. Acaba böyle mi?
İşte bu kitap Osmanlı düşünce hayatını irdeliyor: Osmanlı’ya nasıl bakmalı? Osmanlı nasıl araştırılmalı? Osmanlı ve Türk düşüncesinin sınırları nelerdir? Osmanlı’da düşünce hayatı var mı? Düşünce zemini var mı? Felsefe var mı? Felsefî düşüncenin teşekkül şartları nelerdir? Düşünce varsa nasıl bir rasyonalite var? Nasıl bir tavır var? Felsefe-din münasebetine nasıl bakılmış? Felsefe nasıl meşrulaştırılmış? Hangi eserlerde (risalelerde) felsefî düşünce var? Hangi felsefe problemleri ele alınmış? Hangi sahalarda fikir üretilmiş? Osmanlıların düşünce eğitimi metodları nelerdi? Tartışma ilminin esasları nelerdir? Osmanlı neden tehafütler üzerinde çok durmuştur? Osmanlı’da tefsirin önemi nelerdir? Fatih Sultan Mehmed’deki fetih ruhu ve diyalektiği nedir? Fetih’ten sonra İstanbul’dan kaçan Bizanslı alimler var mıdır? Bunlar İtalya’da Rönesans’ı başlatmışlar mıdır? Osmanlı modernleşmesinin esası nelerdir?
Bütün bu soruların cevabı bu kitapta. Bu kitap çok tartışma açacak, çok tartışılacak, düşünce hayatımıza canlılık getirecek. Osmanlı düşünce geleneği ile bağlarımızı kuracak.
Yayınevimiz böyle bir araştırma eserini fikir hayatına kazandırmakla iftihar eder.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.