Tepegöz, kollarını göğsünde kavuşturmuş, dudaklarında zalim bir gülümsemeyle ona bakıyordu. Tek gözü yuvasında yine fıldır fıldır dönüyordu. "Demek beni kovuyorsun!" dedi. Sonunda takır tukur bir sesle. "Sen bilirsin! Gidiyorum! Ama Oğuz'un başına büyük bir bela getirdin, bilmiş ol!" "Daha ne belası getireceğim be canavar!" diye bağırdı Aruz Koca öfkeyle. "Asıl belayı, bulduğumuz gün seni gebertmelerine engel olmakla getirdim! Zaten yapacağını yaptın, daha ne yapacaksın?" "Görürsün!" dedi Tepegöz ve arkasını dönüp gitti.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.