Deleuze'e göre felsefe tıpkı bilim ve sanat gibi yaratıcı bir disiplindir. Filozofun işi kavramlar yaratmaktır, bunu yaparken yeni sözcükler türettiği olur, kimi zaman da kullanılagelen yerleşik sözcükleri, deyimleri düşüncesinin yeni akışına göre eğer büker. Böyle bakıldığında her yeni kavram bir kıvrımdır, düşüncenin katlanış biçimlerini değiştiren yeni bir güzergâhtır.
"O zaman; felsefe, sanat ve bilim, karşılıklı yankılanma ilişkileri ve değiş tokuş ilişkileri içine girerler, ama her defasında öze ilişkin sebeplerle. Kendi evrimleri uyarınca birbirlerinin içine girerler. O halde bu anlamda felsefeyi, sanatı ve bilimi, durmadan iç içe giren, birbirine yabancı melodik çizgi türleri olarak ele almak gerekir. Felsefenin burada hiçbir sözde düşüncesel üstünlüğü yoktur ve bu nedenle yaratım açısından da aşağı kalır yanı yoktur. Kavramlar yaratmak, yeni görsel, sesli kombinasyonlar yaratmak ya da bilimsel fonksiyonlar yaratmak kadar zordur. Görülmesi gereken, çizgiler arasındaki iç içe geçme hareketinin karşılıklı gözetim ya da düşünceye bağlı olmadığıdır. Başka yerden gelen yaratıcı bir hareketi izlemeyi görev edinmiş bir disiplin, her tür yaratıcı rolü bir kenara bırakacaktır. Önemli olan asla komşunun hareketine eşlik etmek değil, her zaman kendi hareketini yapmak olmuştur. Kimse başlamazsa, kimse hareket etmez. İç içe geçmeler değiş tokuş da değildir: Her şey verme ya da kapmayla gerçekleşir."
Müzakereler, Deleuze'ün tüm felsefi yapıtını kateden metinler ve söyleşilerle kurulmuş bir güzergâh-kitap.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.