Uluslararası silahlı çatışmaların yürütülmesinde devletlerin/egemenlerin silahlı kuvvetlerinin, bunlara hizmet etmek ve harekat alanındaki bazı ihtiyaçlarının karşılanması üzere özel yüklenicilere başvurması, temelleri devletin ortaya çıkışından çok eskiye dayanan ve hatta neredeyse savaş tarihinin her döneminde hayata geçmiş köklü bir uygulamadır. Her ne kadar 20. yüzyıl itibariyle, endüstriyel topyekün savaşın gereksinimleri ve bunları karşılamak üzere gelişen modern ulus devletin idari yapılanması içinde geri plana itilmiş olsa da özel sektör kaynaklı askeri hizmetler 20: yüzyılın son çeyreğinde, silahlı çatışmalarda yavaş yavaş öne çıkmaya başlamıştır.
21. yüzyılın ilk on yılına damga vuran Irak ve Afganistan Harekatlarında oynadıkları rollerle birlikte kamuoyunun hiç de alışık olmadığı ve beklemediği bir şekilde yeniden askeri işlerin önemli bir bileşeni olarak sahneye çıkan özel askeri girişimciler, ulusal ve uluslararası hukuk çevrelerinde ciddi bir tepkiyle karşılanmış; bunların modern devlet anlayışı üzerinde şekillenen hukuk düzeninin temelleri ile uyumsuzluk arz eden, kabul edilemez ve hatta hukuka aykırı bir uygulama, bir anakronizm teşkil ettiği ileri sürülmüştür.
Devlet silahlı kuvvetlerinin, gelişen teknolojilere paralel olarak yakın gelecekte yarı otonom ve hatta otonom silah sistemlerini envantere alacağı öngörülmektedir. Dünya çapında silahlı kuvvetlerin günümüzde son teknoloji ürünü silah sistemlerinin geliştirilmesi, harbe hazır tutulması ve hatta kullanılmasında yüksek oranda sivil yüklenicilere başvurması dikkate alındığında, yarı otonom ve otonom nakliye, istihbarat ve muharebe sistemlerinin hizmete alınmasıyla onları geliştiren ya da katkıda bulunan sivil şirketlerin çalışanlarının daha sık bir şekilde savaş alanında askeri personelle omuz omuza çalışacağı bir dönemin çok yakın olduğu rahatlıkla söylenebilir. Bu durum ise özel askeri yüklenicilere ilişkin hukuki kavramların ve kuralların yeniden incelenmesini, dikkatlice yorumlanmasını ve böylece yerleşik kanaatin ne derece geçerli olup olmadığının tespit edilmesini gerektirmektedir. Ancak böyle bir analizden sonradır ki askeri yüklenici uygulamasının doğası itibariyle modern devlet teorisi ve bunun üzerinde şekillenen milletlerarası hukuk ve silahlı çatışmalar hukuku ile uyumlu ya da uyumsuz olduğu ve konu hakkında yeni bir hukuki düzenlemeye ihtiyaç olup olmadığı saptanabilir, gelecekte daha da sıklıkla karşılaşılacak uygulamalar hukuki bir çerçeveye oturtulabilir. Bu çalışma, özellikle Birleşik Amerika doktrini ve uygulamasını incelemek suretiyle özel askeri yüklenicilerin genel kamu hukuku ve modern devlet kuramı altında egemen devletin kuvvet kullanma tekeli ile nasıl bağdaştığına ve milletlerarası hukuk kapsamında silahlı çatışmalar hukuku çerçevesinde bu kişilerin statüsünün ne olacağına yönelik detaylı bir analiz sunmakta ve yerleşik olumsuz kanaati yıkmaktadır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.