İnsanoğlunun en eski zamanlardan beri süregelen ortak özelliği, yönlerini Allahın rızası, emri ve iradesine yeniden çevirmeleri için ne zaman kendilerine bir Elçi gelse insanların, gelen mesajın harikulâdeliğine bakmak yerine, Allahın elçilerinden tabiat ötesi deliller, alâmetler göstermelerini istemek olmuştur.
Bu talep, Allahın Son Elçisi Hz. Muhammed (s.a.v)e de yapılmış; müşriklerin ifadeleriyle, göğe bir merdiven dayayarak gözlerinin önünde çıkıp Allahtan bir kitap getirmesini istemişler ve o zaman inanırız! ya da şu dağı altına çevir, o zaman inanırız! yahut çöllerden nehirler çıkart, o zaman inanırız! demişlerdir. O ise, Ben size bir melek olduğumu mu söylüyorum? Ben size Allahın hazinelerinin elimde olduğunu mu söylüyorum? Size söylediğim yalnız bana vahyolunandır. cevabını vermiştir.
Ahmed Deedat bu kitabında mucizenin bizzat Kurân-ı Kerîmin kendisi olduğunu, ayrıca onun Son Ahit oluşuna dikkat çekerek, anlatımından, üslubundan örnekler verip İncil ve Tevrat ile mukayese ederek göstermektedir.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.