Özel hayat hakkı, ilk bakışta ulusal ve uluslararası hukuk sistemlerinde yerini sağlamlaştırmış ve üzerine tartışmanın pek de gerekli görülmediği bir hak olarak düşünülebilmektedir. Ancak bireysel ve toplumsal güvenlik ihtiyacına yönelik alınan önlemler ve özellikle son dönemlerde bu önlemlerin dijital evrimi, özel hayatın temellerinin sanıldığı kadar tartışmasız ve sağlam bir zemine oturtulamadığını göstermiştir. Güvenlik önlemlerinin bireysel hak ve özgürlüklere yönelik müdahaleleri ve bu müdahalelerin meşrulaştırılmasının kolaylığı, tehdidin mi yoksa önlemlerin mi daha tehlikeli olduğu sorusunu gündeme getirmektedir. Bu nedenle hem güvenlik meselesine hem de özel hayata yönelik bireylerin ve siyasi iktidarın yaklaşımının irdelenmesi ihtiyacı doğmuştur. Bu çalışmanın amacı da bu incelemeler doğrultusunda özel hayata yönelik müdahalelerin bireysel, toplumsal ve demokratik açıdan tehditkar etkilerini gün yüzüne çıkarmak ve hukuki kavrayış bağlamında özel hayata yönelik müdahalelere karşı nasıl yaklaşılacağına dair bir değerlendirme yapmaktır. Bu amaçla hukuk, sosyoloji ve antropolojiden yararlanılarak risk toplumu, olağanüstü halin olağanlaşması, gözetim faaliyetleri ve toplumsal sınıflandırma konuları etkileşimli biçimde ele alınmıştır.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.