Aşk... Kâinatın yaratılış sebebi, varlığın mayası, hayatın aslı-özü. Hem gönül dünyasının şahı, hem şiirin-edebiyatın başta gelen teması... Pek çok kişi, pek çok söz söyleye gelmiştir aşka dair. Ama ondan bahsedenler arasında çok özel bir isim vardır: Mevlâna Celaleddin Rûmî Aşkı hem zirvelerde yaşamış, hem de çokça ve güzelce dile getirmiş bir kimsedir. Mevlâna’nın aşk üzerine söyledikleri büyük bir çeşitlilik gösterir. Bununla beraber bu sözlerin temel bir ekseni, rotası vardır. Bunu dikkate alarak doğru bir zemine oturtmak gerekir bu sözleri. Öte yandan Mevlâna’nın söyleminin tasavvufî bir çerçevesi olduğunun bilinmesi gerekir. Ayrıca Mevlâna tasavvufun sevgi kanadıyla uçmuş, aşkı çok daha güzel bir yol haline getirmiştir. Her şeye aşkın penceresinden bakıp onu her cephesiyle işleyerek adeta bir cadde yapmıştır bu "aşk yolu"nu. Biz onun her bir ifadesinde adeta aşkın farklı bir yönünü, rengini buluruz. O, aşkı anlam dünyasının bütün renkleri ve zenginlikleriyle dile getirir. Böylelikle de sema eder gibi bir anafor oluşturur adeta. Üzerinden geçtiği her şeyi içine alıp dönen bir girdap... Mevlâna anlatılması çok müşkül olan aşkın pek çok vasıf ve görüntüsünü dile getirir. Onun hemen bütün eserlerinden alarak oluşturduğumuz bu çalışmadaki her bir söz, cümle, mısra, beyit, paragraf bir bakıma Mevlâna’nın "Aşk nedir?" sorusuna vermiş olduğu birer cevaptır.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.