Tıp, sanat, zanaat ve bilimi bir araya getiren çok zor bir eğitim sürecidir. Bu süreçte öğrenciler tıbbın bu üç öğesini sorumluluk, fedakârlık, ahlak ve etik gibi üstün insan nitelikleri ile azimle harmanlar. Bugün başarılı bir tıp eğitiminden bahsedilebilmek için erişkin eğitiminin (androgoji) tüm prensiplerinin müfredatla uyumundan emin olmak gerekir. Bu müfredatın önemli bir kısmını da hasta başı girişim ve fizik bakı becerileri oluşturmaktadır. Geçmiş on yıllarda yapılandırılmadan, hastaların rızası alınmadan ve öğrenciler hazır olmadan bu uygulama becerileri tüm dünyada hastalar üzerinde gerçekleştirilmekteydi, öğrenci bu becerileri ya tek başına, ya da başka bir arkadaşından veya bir sağlık personelinden öğrenmekteydi. Bu durum beraberinde hastaların fiziksel ve ruhsal ve zarar görme riskini beraberinde getiriyordu. Bunun yanında tıp fakültesinden günlük pratiğinde sıkça kullanacağı uygulamalar konusunda herhangi bir eğitimi olmayan doktorlar mezun olmaktaydı. Bu sorunlara bir çözüm bulmak için ortaya Hümanistik (insancıl) tıp eğitimi fikri atıldı. Buna göre öğrenciler ancak yapılandırılmış, modern ölçme ve değerlendirme prensiplerine dayanan, bire bir koç eşliğinde bu becerilerde maket üstünde ustalaşmadan hastalarda uygulayamayacaklardı. Bu yaklaşımın birçok yararı olduğu açıktı. Her şeyden önce öğrenciler çok daha hızlı olarak doktor kimliklerini benimseyecekler, öz güvenleri artacak ve hastalara verilen hizmetin kalitesi yükselirken, meydana gelebilecek tıbbi uygulamalarda hatalar azalacaktı. Bugün biz eğitimciler, eğitirken öğrencilerin taze dimağlarından öğrendiklerimize hala ilham alıyoruz.
Dr. B. Murat Yalçın
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.