Üniversite yıllarımda ek gelir sağlamak için hayvanat bahçesinde çalışmıştım bir süre. Veterinerlik okulunu bitiremeyince orduya paralı asker olarak yazılmış, çeşitli coğrafyalarda çeşitli türden insanları öldürmüştüm. Maaşımı kelle sayısıyla ödedikleri için bazen kesik hayvan kulaklarını da koyuyordum maaş torbama. Hilem anlaşılınca kovuldum. Terör örgütlerinde çalışmaya başladım. Heyecanlı, adrenali yüksek, zengin bir ömür yaşadım.Kullanılmış ve kullanılacak olan tüm sözcüklerin, görüşlerin, anlayışların değersizleşmesi… Neyle başladı? Yazı hastalıklı bir hâl nasıl aldı? Bunun için bütün bir hayatın yaşanmış olması mı gerekiyordu? Oyun içinde oyun olarak yaşananları kaybetmişti. Önce oyun oynamayı öğretmişlerdi. Bilebildiği tüm oyunları oynamıştı. Hayat meşguliyetlerle, uğraşlarla harcanmış, bitmişti. Uğruna bekleyebileceği hiçbir şey kalmamıştı. Hayatın üstünden bir kere daha geçemezdi. Var olan her şey çekilip alınmıştı altından. İnsanlarla yüzleşecek, konuşacak neleri olabilirdi? İnsanlarla gerçek adına çekişebileceği her şey geçersizdi artık. Çünkü ölüme hazırlanıyordu, mutluluğa hiç hazırlamamışlardı onu çünkü cümlenin son noktası geceydi.
Hay adlı kitabının ardından okurlarını Maskeli Timsahlar Kongresi ile buluşturan büyük usta Barlas Özarıkça, sürrealist öğelerin, teknik inceliklerin, dil hünerlerinin büyüleyici bir şekilde harmanlandığı öyküleriylebizi edebi bir oyunun tam ortasına davet ediyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.