Ne olduğunu bile anlamadan birden etrafını alevler sarmıştı, Lutven Merodux etrafına bakındı. Alevlerden kaçıp canını kurtarmalıydı. Dünyanın kendisine ihtiyacı vardı. Çok büyük işlere imza atması gerekliydi.
Bu iş böyle bitmemeliydi. Ölmesi gereksizdi. Yaşaması ise mecburiyetti. Birden yerde bir su şişesi gördü. Bununla alevleri söndüremezdi. Şişeyi başından aşağı döktü ve kurunun yanında yaş da yanar ama yaşın yanması daha zordur düşüncesiyle alevleri yararak dışarı çıktı. Kurtulmuştu ama birden içeriden bir bebek sesi duydu. Yoksa oğlu içeride miydi? Eşiyle dışarıda değil miydi onlar? Beyni sınırları yok etmişti, artık ölüm anlamsızlaşmıştı. Ölmesi gereken bir kişi varsa oğlu değil kendisi olmalıydı.
Bir anda alevlerin içine daldı, oğlunun odasına koştu, yan odada yanan milyonlarca doları fark etmedi bile. Aniden eşinin çığlıklarını duydu. Önce oğlunu mu yoksa eşini mi dışarı çıkarmalıydı?
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.