“Ellerini masaya dayadı. Ne yapacağını düşünmeye çalıştı. O başını kaldırıp konuşmaya başlamadıkça, burada durup ne yapacaktı? İyi ama, nereye gidebilirdi ki? Kiminle konuşabilirdi? Sonra tekrar onun,
“Bugünü beklemiyor muydun?” deyişini hatırladı.”
Türkçe edebiyatın ustalarından Erhan Bener’in 1960 tarihli Loş Ayna’sı, sıradışı kurgusu ve farklı edebi türleri bir araya getiren üslubuyla önemli bir roman.
Teknik açıdan polisiye romanın tüm özelliklerine sahip olan roman, kurgusunun sürükleyiciliğini yapısal bir öğe olarak kullanıyor. Bener, yalnızca gerilim yaratma, suç ve suçun farklı boyutlarını sergileme gibi temel bir yaklaşımı değil, bunlarla birlikte toplumun değer yargıları, ölüm, tutku, cinsellik gibi konuları çok boyutlu olarak yansıtmayı, kişilerini trajik sona sürükleyen psikolojik süreçleri göstermeyi amaçlıyor.
“Loş Ayna başarılı ruh çözümlemeleriyle başlar; örnekse Mâhide’nin kaba saba bir adamla cinsel ilişkiden sonraki pişmanlığı, korkusu ya da İlhan’ın Selçuk’a toplumun ahlâk adına baskılarıyla donanmış tutkusu, Erhan Bener’in ustaca yazdığı çözümlemelerdir. Roman sonra polisiye havasına bürünür. İntiharın cinayete dönüşmesi, katilin kim olduğu hep sürükleyici anlatımla işlenir. Sonra yeniden psikolojik romandan esinli anlatıma geçilir. Yazarın iç dünyalara göndermeleri Loş Ayna’nın bütünlüğünü sağlar.”
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.