Dönüş vakti gelmişti. Sabah namâzdan sonra eşyalarımızı alıp otelden ayrıldık. Yirmi dakika sonra limana geldik. Gümrük işleri fazla uzun sürmedi. Geldiğimiz deniz otobüsüyle geri döndük. Gidişimiz gelişimiz gibi olmadı.
Hava rüzgârlı, deniz gelişimize göre daha dalgalıydı. Daha birkaç mil gitmeden içimiz dışımıza çıktı. Bereket Niko Bey’de ilaç varmış. Tedbirli adam vesselâm. Sağolsun bize birer tane hap verdi. Midenin alabora olmasına kısmen faydası oldu. Hazret-i Pîr’in cem‘ ve cem‘ü’l-cem‘ makâmlarından vârid olan nutk-ı şerîfi geldi gönlüme: Kavseyne erişince varır gelir gemilerEv ednânın bahrine hergiz gemi salınmazO deryâya dalmağa cân terkin urmak gerekCânına kıymayınca o deryâya dalınmaz Kavseyn’e yanaşmak zordu, fakat gemiyi ev ednâ’ya salmak daha da zormuş. Kendi kendime: -Hazret-i Pîr saatler süren deniz yolculuğunda neler çekmiş kimbilir, dedim. İskeleye doğru döndüm: -Huuuu! Ya Hazret-i Pîr! Bizi affet! diyerek son bir kere daha nemli gözlerle baktım.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.