İnanmak, salt ontolojik çağrışımlar içermez, aynı zamanda aklıyla hareket edebilen; bir dili, bir öz'ü, bir kültürü, bir tarihi bulunan insanoğlunun, içinde kendini huzurlu ve güvende hissettiği samimi bir fikrin arkasından gitmesini de kasteder.
O nedenle inanmak sadece kalbi değil, aynı zamanda aklidir. Öyleyse inancın meşruiyeti bilimin hikmetindeyse kalbin de en derinindedir. Zira hayata meşru bir aşk ile bağlanmak için inancın derinliklerine ulaşmak gerekir. Bunun için bir kalbin büyüdüğü en verimli vahanın adına vicdan denilmiştir.
İşte elinizdeki bu kitap o vicdanadır ve bir bedende akan iki nehrin suyuyla beslenmiştir. Bu kitap, iki rengin doğasıyla ışıyıp, iki dilin acısıyla harlanmıştır. Bu kitap, iki hüznün kederiyle var olan tek bir canın, tek bir inancındır. Bu kitap, iki denizin bir balığının, iki dağın bir bulutunundur. Bu kitap, tekliğe itirazın, çokluğa imtiyazındır. Öyle de kalacak.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.