Arkadaşını Davet Et


Kutsal Metinlerden Günümüze Cinsel Hayat
Kutsal Metinlerden Günümüze Cinsel Hayat
Kutsal Metinlerden Günümüze Cinsel Hayat
Kutsal Metinlerden Günümüze Cinsel Hayat

Kutsal Metinlerden Günümüze Cinsel Hayat (T25442)

0.0
Marke : İhvan
Lieferant : Minber
Geldpunkte : 100
Rabatt-rate : %54 Rabatt
inkl. MwSt : $20.66
mit Rabatt : $9.50
inkl. MwSt : $9.50
Strichcode : 9786055365066

Kutsal Metinlerden Günümüze Cinsel Hayat

Ürün Özellikleri :


Yayınevi : Hayat Yayın Grubu 
Yazar : Seyit Ahmet Uzun 
Kapak Kalitesi : Karton Kapak
Sayfa Kalitesi : 2.Hamur
Sayfa Sayısı : 290 
Ebat : 13,5 x 21 cm 
Ağırlık : 314 gr

ÖNSÖZ

“İnsan bilmediğinin düşmanıdır.” atasözü, cinselliğin katı bir yasaklama yahut sınırsız bir özgürlük olarak değerlendirildiği günümüz dünyasında, diğer güdülerden farklı olarak nasıl yasaklı alan haline getirildiğinin güzel bir ifadesidir. İnsanlığın tüm doğayı evcilleştirme sürecindeki başarısına şaşmamak elde değil. Ama böylesine zor işleri başaran atalarımız ve günümüz insanları, belki de sadece cinsellik güdülerini evcilleştirmede kendilerini ispatta yeterli olamamışlardır. Ekonomik, sosyal, kültürel, psikolojik, politik vb. birçok etken cinselliğin evcilleştirilememesine zemin hazırlayan unsurlardır.
Ayrıca dinsel söylemler de (ruhbanlık, riyazet, mistisizm gibi) cinselliğin bir suç ve günah gibi algılanmasına neden olmuştur. Bu hususta Pavlus Korintlileler’e birinci mektubunda şöyle demektedir: “Evli olmayan erkek, Rabbi nasıl hoşnut edeceğini düşünerek Rabbin işleri için kaygı çeker. Ama evli olan bir erkek, karısını nasıl memnun edeceğini düşünerek dünya işleri için kaygı çeker. Böylece ilgisi ikiye bölünür. ” Bu ifadelerin devamında evli olmayan kadın da aynı şekilde değerlendirilerek evlenmenin, Allah’ın birbiri için yarattığı eşlerin meşru yollardan olsa bile birbirinden haz almasının, Rabb’in rızasını engelleyeceği yorumunda bulunarak toplumsal hayatta cinsel bastırılmaların oluşumuna zemin hazırlanmıştır.
Yaratıcı, insanı kadın ve erkek olarak var etmiş, aralarına da gizli bir güçle çekicilik koymuşsa bunu engellemeye çalışmanın, insan fıtratını yok saymakla eş değer olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Tanrı; “Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp aranıza sevgi ve merhamet peyda etmesi de Onun âyetlerindendir. Doğrusu bunda düşünen bir topluluk için ibretler vardır.” (Rum/21)
“Ve Rab Allah dedi; adamın yalnız olması iyi değildir. Kendisine uygun bir yardımcı yapacağım.”(Tekvin 2/18) diyerek iki cins arasındaki ülfet ve muhabbeti bildirmiştir.
Cinsellik; varlığın oluşum iksiridir. Tanrı bu iksirle varlıklara yaratıcılık özelliği vermiştir. Böylece çoğalma ve yaşam gerçekleşmiştir. Zıtlarda birlik, cinselliğin temelini oluşturmaktadır. Ve Tanrı da bu noktada cinsleri hep zıt iki kutuplu yaratmıştır. Böylece karşıt cinslerin birleşmesinden yeni bir hayat meydana gelmektedir.
Yaratıcı’nm doğal bir olay olarak insanlara sunduğu cinselliği O’nun adına çekilmez ve sıkıntı veren bir duruma getirmek, O’nun sunduğu doğallığı zedelemek anlamına gelecektir. Bu çalışmamızda Tanrıyı bir röntgenci gibi değerlendirerek cinselliğimiz ayıplı ve günahlı bir hale getirmenin insanın psikolojik ve sosyal yaşantısını nasıl etkileyeceğini irdelemeye çalıştık.
Cinsellik, katı bir yasaklama ya da sınırsız bir özgürlük perspektifinde değerlendirildiği müddetçe çarpık ilişkilerin, sapkın eğilimlerin kaçınılmaz kaynağı olacaktır. Bu nedenle sağlıklı bir cinsel eğitim, çocukluktan başlayarak ergenliğe, yetişkinliğe uzanan süreçte özenli, sabırlı ve itinalı bir şekilde yürütülmelidir.
Toplumumuzda, kültürün de etkisiyle özellikle muhafazakâr aileler çocuklarının bu güdülerine karşı oldukça kayıtsız kaldıkları gibi, son derece doğal öğrenme isteklerine de sert tepkiler göstermektedirler. Bu durumda bilgisiz ve dış unsurlara karşı savunmasız bırakılan çocuklarımız erken yaşlarda, cinselliğin metalaştırıldığı medyanın zavallı araçları haline gelmekteler. Tanrıyı, yatak odalarının röntgencisi gibi görerek, kendilerine ait yatak odalarını bile cinsel ilişki noktasında çekilmez hale getiren yetişkinlerin, çocuklarına gerekli cinsel eğitimi vermeleri oldukça güç olacaktır. Bunun sonucunda evlilik cinsel ca-zibe açısından hiç de çekici bir özelliğe sahip olmayan bir yük gibi algılanacaktır.. Cinsel mutluluk ise sadece ahirette hurilerle birlikteliğe ötelenecektir.
Sanayi devrimiyle başlayıp 1960’lardaki cinsel devrimle ta-buları altüst eden ve hayatın her alanını cinselliğe yönlendiren anlayış da insan tabiatına aykırıdır. Ahlakî sorumluluk ve sevgiden soyutlanmış bir cinsellik, toplumda birçok değeri yerle bir eder. Özellikle de geleceğimizin temel taşını oluşturan aileye karşı ciddi bir tehdit oluşturur. Bu konuda Alfred Adler; “Kuşkusuz isteklerden birinin aşırı derecede doyurulması, bir konudaki ilginin normal ölçülerin üzerinde geliştirilmesi, yaşamın ahengiyle uyuşmayan bir durumdur.” tespitinde bulunmuştur.
Cinsel devrim diye adlandırılan dönemi yaşayan Shela Macloud “Şimdi bu bana kadira mutlaklığı hedefleyen açgözlü bir erkek fantezisinden başka bir şeymiş gibi gelmiyor.” diyerek “iki yüzlülük yerine açıklığı getirdiği için bu sözde devrime kapıldığını” ekleyerek o dönemin aldatıcılığının, kadının nasıl sömürüldüğünün ve cinselliğin salt bir çıkar ilişkisine nasıl getirildiğinin altını çizer.
Sınırsız cinsellik dünyasını ölümcül bir virüs olarak kasıp kavuran AIDS fırtınasını “atın ölümü arpadan olsun” gibi banal bir mantıkla değerlendirmek sadece “at”(!)a değil, onunla birlikte yaşayan suçsuzlara da bulaştıran korkunç bir toplumsal afettir. Cinsel özgürlüğü, erkek olmanın ayrıcalığı olarak gören kocaların, tek eşle yaşamayı erdem olarak kabul etmiş kadınlara bu virüsü bulaştırma hakları yoktur.
Böylesi söylemlerin sıkça dile getirildiği bir toplumda bastırılan güdülerinin bilinç düzeyine çıkmasına engel olunamayacak derecede tahriklerle karşı karşıya kalan gençlerimize ve yetişkinlerimize mutlu, sağlıklı bir cinsel yaşamın yollarını gös-termek amacıyla böyle bir çalışmayı yapmayı gerekli gördüm. Bunun yanı sıra birbirine karşı dürüst, anlayışlı, eşit bir yaklaşım sergileyen eşlerin de çözemeyecekleri bir cinsel sorunlarının kalmayacağını vurgulamayı amaçladım bu çalışma ile.
Mutluluk bir ütopya değildir; aşkı, sorumluluğu, sevgiyi, fedakârlığı tanımakla, dışarıda bulunamayacak bir baz atmosferini evde eşler arasında da oluşturmak pekâlâ mümkündür. Yeter ki günlük yaşamlarını çocuklarının yanında nefret iklimine çevirerek çölleştiren eşler, gecenin bir saatini, anlık olarak uğradıkları serap şeklindeki aşk vahasına çevirmek yerine daha uzun soluklu bir mutluluk alanına dönüştürmek istesinler.
Cinsellik konusunda ifadeye çalıştığım tüm bu hususların; çocukluktan başlayan bir eğitim noksanlığından kaynaklandığına inandığım için bu çalışmayı anne-babalar, eğitimciler ve gençler için sağlıklı bir cinsel eğitim ve yaşam oluşturulmasında onlara yardımcı olabilecek bir rehber şeklinde hazırlamayı amaçladım.
Bilgi, cehalet bataklığını kurutan büyük bir erdemdir.

İÇİNDEKİLER

Teşekkür 7
Önsöz 9
1.BÖLÜM
CİNSELLİĞİN TARİHİ 13
Dinlerde Cinsel Yaşam ve Yasa 16
Tevrat’ta Cinsel Yaşam ve Yasa 16
Incil’de Cinsel Yaşam ve Yasa 18
Kur’an’da Cinsel Yaşam ve Yasa 20
Diğer Kültür ve Dinlerde Cinsel Yaşam ve Yasa 24
2.BÖLÜM
VE TANRI CİNSELLİĞİ YARATTI 36
Mahremiyetin Gizemi 42
3.BÖLÜM
CİNSEL SAPKINLIK 53
Cinsel Sapkınlığın Tarihçesi 55
Cinsel Sapkınlığın Nedenleri 57
4.BÖLÜM
CİNSELLİK AYIPLI DÜNYA MIDIR? 66
Cinselliğin Ayıp ve Yasak Olarak Ele Alınan Yönleri 68
Cinselliğin Ayıp Sayılmayan Yönleri 71
Cinsellikle İlgili Soru Sormak Ayıp mıdır? 75
Cinsel Birliktelikte Ön Hazırlık Nedir? Gerekli midir? 78
5.BÖLÜM
ÇOCUKLUKTA VE GENÇLİKTE CİNSEL EĞİTİM 81
Çocuklukta Cinsellik Eğitimi 83
Çocuğun Cinsellik Eğitiminde Amaç Tayini 88
Cinsellik Eğitiminde Ana-Baba Tutumları 91
Bastına / Otoriter Yaklaşım 92
Özgürleştirici Yaklaşım 93
Beklentiye ve Cinsel Sapmaya Yönelik Yaklaşımlar 98
Dengeleyici Yaklaşım 101
Ergenlikte Cinsellik Eğitimi 104
Ergenlik Döneminde Kızların Cinsellik Eğitimi 107
Ergenlik Döneminde Erkeklerin Cinsellik Eğitimi 112
Gençlikte Cinsel Eğitim 117
6.BÖLÜM
CİNSELLİK VE AHLAK 127
Zorla Yaptırılan Evlilikler Ahlakî midir? 132
Evlilik Öncesi El Değmemişlik Ahlakî Bir Değer midir? 136
Ailede Cinsel Ahlak 140
Anne-Babaların Çocuklarına Karşı Tutumu 141
Kardeşlerin Birbirine Karşı Tutumları 144
Eşlerin Birbirine Karşı Tutumu 146
Berdel Adın Bata 149
Toplumsal Yaşamda Cinsel Etik 150
Fuhuş, Günah, Ayıp, Yasak ve Etik Değer 163
Cinsel Özgürlük ve Bekâret Sorunu 178
Bekâret Tartışması 185
Cinsel Etiğin Amacı 191
Bireysel Cinsel Etiğin Amacı 194
Güle Serenat 199
Eşler Arası Cinsel Etiğin Amacı 200
Engellilerin ve Çocukların Cinsel İstismarı 208
Taciz, Tecavüz ve Cinsel Etik 212
Sözün Özü 215
7.BÖLÜM
CİNSELLİĞİN SORUNSAL BOYUTLARI 223
Cinsel Özgürlük Nedir? 223
Cinselliğin Bastırılması 224
Cinselliğin Özgürleştirilmesi 237
Evlilik ve Cinsel Özgürlük 241
Dul Olmak Kadının İkinci Ele Dönüşümü müdür? 247
Eşlerin Sadakatsizliğinin Nedenleri 255
Aldatmanın Nedenleri 262
Evliliğin Ölümü; Boşanma 264
İhanet Suçlaması Cinayete Sebep midir? 269
Cinselliğin İki Yüzü; Aşk ve Şehvet 274
Sonsöz 283
Kaynakça 287

cultureSettings.RegionId: 0 cultureSettings.LanguageCode: DE