Çağdaş Boşnak edebiyatının usta yazarı Cevad Karahasan’ın, kimi eleştirmenlerce Umberto Eco’nun Gülün Adı’na, Amin Maalouf’un Semerkant’ına akraba sayılan kitabı, Selçuklu’nun ve Ömer Hayyam’ın dünyasını rengârenk tablolaştıran bir anlatı…
Selçuklu İmparatorluğu’nun payitahtı İsfahan’da beklenmedik ve şüpheli bir ölüm gerçekleşir. Ölen, saygın bir adamdır ve Ömer Hayyam’ın dostudur. Büyük bilgin ve şair, ölüm sebebini araştırmaya koyulur, bir yanda da hatıraların ve kederin tefekkürüne dalar. Derken, Selçuklu ülkesinin günü yavaş yavaş kararmaya başlar, tehditler büyür, çöküş ilerler, “savaşlar, kargaşa, hastalık, fakirlik, açlık” kol gezer.
“Kütüphanelere ve benzer yerlere ihtiyaç duyulmayan bir zamana” gelinir… Ömer Hayyam, ömrünün son deminde, kendi hayatıyla beraber, Selçuklu’nun parıltısının ve çöküşünün de muhasebesini yapacaktır. Bereketli bir çoğulculukla fanatizm arasındaki çatışmanın muhasebesidir bu aynı zamanda.
“Küllerin Anlattığı, miyoplar ve çekingenler için, gayretkeşler ve kitap kurtları için, öğrenme tutkunları ve gözlük takanlar için dev bir müdafaanamedir…”
- Julia Kospach
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.