(…)Ah, alıklığın çağa sığmayan diliUs yığınağı günlerden yağmalandım da geldimGiysimi hücresi bilen etimle kardeşiz göz boyamadaTanıklığa çağrılan tanrının gözü önündeYakarız mabedini üşümenin veHüzünlü foklara seyrettiririz, sahnesi ışıksız trajedimiziHep buzulların beyazından dikerizKurt dişinde sürüklenen kefenimizi. “Nasıl kokusundan kopamazsa bir çiçekYa da bir yılan zehrinden”İşte öyle bir ummanın ortasındayızKayra bakışlar toplayan yüce elSaman burkalar örtüyor zamanın etineAteşi yaratanız / kibritte kükürt, elde çıradayız. Kavruldukça giyinir üşüdükçe soyunuruzYırtık adalet, atlas kaftandır üstümüzdeAyıp dağı ‘öteki’.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.