Garson çocuğun sesiyle irkildim.
“Kirlileri alayım mı abla?” diye sordu önümdeki çay bardağını ve tabağı göstererek.
“Al” dedim. “Hayatımda kirli ne varsa al ve bana demlenmiş anılarımı getir.”
Anlamadan baktı yüzüme, ben de onun anlayacağı sözcüklerle dile getirdim isteğimi.
“Kirlileri al, demli bir çay getir.”
Hüseyin yeniden çocukluğumun kahraman kovboyu olmuştu.
Bir devrimciyi, bir kovboya emanet ediyordum.
Dünya espriyi de , sürprizi de seviyordu.
Dünya denen gözü bağlı, ahmak değirmen eşeği ha babam güneşin etrafında kur yapacağına, dönüp de bir baksın binlerce yıldır bağrında yaşanan rezaletlere.
Bu ülkede yaşayan herhangi biri, bu romanın kahramanı olabilirdi. Eğer yazarla yolu kesişseydi.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.