Aleviliğe göre, daha dünya yok iken ruhlar babında musahiplik vardı; Gök yer ile, su hava ile, Cebrail Adem ile, Muhammed Ali ile musahipti. Musahiplik kişinin hayatında yalnızca bir kere gerçekleşir. Ölüm, düşkünlük ve ayrılık gibi durumlarda yenilenmesi mümkün değildir. Musahip, musahibini incitirse, bir daha derdine derman bulamaz. Bu yola girmiş kişiler artık kardeşten daha ileridir. Kan kardeşliği bu dünyada sürüp, öte dünyada bitmektedir; oysa musahiplik öte dünyada da bitmemekte, devam etmekte, sürmektedir.
n
Musahip, musahibinin günahlarından, davranışlarından, yapıp ettiklerinden sorumludur. Bu sorumluluk, bu dünya ile sınırlı olmadığı, öte tarafta da devam ettiği için, sonsuz bir sorumluluktur. Kan bağının olmadığı bir insandan sorumlu olmanın sonsuzluğudur. Musahiplik töreninde dede, musahip olacak kişilere şöyle seslenir:
n
“Ey talip! Bu yol öyle kolay gidilecek bir yol değildir. Bu uzak bir yoldur, gidemezsin; demirden leblebidir, yiyemezsin; oddan gömlektir, giyemezsin; kılıçtan keskindir, katlanamazsın. Erenler buyurmuşlar: Gelme gelme, dönme dönme. Gelenin malı, dönenin canı. Ol ikrar verme, öl ikrarından dönme.”
n
n
(Tanıtım Bülteninden)
n