Kırk ev bir mahalle hükmüne geçiyordu. Bakkalıyla, manavıyla, kasabıyla, sütçüsüyle, bekçisiyle, çöpçüsüyle, seyyar satıcısıyla, -her mahallede bir tane bulunan delisiyle- … herkes birbirini tanırdı. Birbirinin düğününe iştirak eder, acısı varsa paylaşırdı. Akşamüzeri, tabak tabak yemekler, çocukların elinde evden eve taşınırdı. “Komşum yemeğin kokusunu almıştır, tadıversin” diyen, ince düşünceli insanlar yaşardı.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.