"Bir gün adamın biri, restorana gider ve menüden tavuk seçer. Ancak garson, tavuğun bittiğini söyler. Bunun üzerine adam, "o zaman et olsun" der ancak garson, etin de bittiğini söyler. Adam, sormaya devam eder ve menüden neyi istese "bitti" şeklinde yanıt alır. Bunun üzerine adam, garsona dönerek şöyle der: "Ben bunun menü olduğunu düşünmüştüm, anayasa değil! "
Anayasalar halka hangi seçenekleri sunuyor? Ya da halk, hangi tercihlerini, nasıl anayasaya aktarabiliyor? Dünyada temsili demokrasiler krizde, demokrasinin popülizme yönelimi aşikar, demokrasiyi anayasacılık fikriyle örtüştürme telaşı belirgin; yöneticiler belirsiz ya da anonim, politik zeminler olabildiğince kaygan ve geçişken. Ayrıca bir çok anayasal devlette politikaya dair sorumluluk mekanizmalarının güvenilirliği, şeffaflığı ve etkinliği tartışmalı. Bu yüzden "halka ait anayasacılık"tan medet umuyoruz ancak "anayasal erozyon", "anayasal çürüme", "anayasal kriz", "suistimalci anayasacılık", "popülist anayasalar" arasında anayasaların kim/kimlere ait olduğunu da netleştiremiyoruz. Anayasacılığın ezeli problemi "aidiyet", anayasa yazımıyla tamamlanmıyor bilakis anayasa yazımıyla başlıyor.
(Tanıtım Bülteninden)
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.