Yazmanın tadı müthiş. Kafanın içinde dolaşan binlerce, milyonlarca fikrin, duygunun damıtılarak bir kâğıda dökülmesi harika bir duygu, sadece kendin okusan bile; sadece kendine sakladığın tek bir dörtlük bile heyecan verici ve kışkırtıcı, hayata tutunmanı sağlayan bir bağ, bir yaşama sevinci…
Kendimi bildim bileli yazmak istedim, özel bir şey değil ha, sadece yazmak. Şiir, hikaye, masal, öykü, skeç, gazete kenarı akrostişi, aklıma gelen her şeyi yazmak istedim. Montaigne’nin Denemeler’ine öykünüp nedense! Aynı adı taşıyan “Denemeler” isimli ilk çalışmama başlamam, saman kâğıdına elle yazarak, kendi çapımda matbaacılık oynayarak eserimi karbon kâğıdı ile dört kopya çoğaltmam, karbon kâğıdının kalitesizliği ile ellerimin simsiyah olup yazdıklarımın da boyanarak berbat olması ve ilmek ilmek dokunmuş “eser”in çöpe gitmesi arasında sadece 20 dakika olmasını uzun müddet kendime izah edemedim doğrusu…
Yazarlık serüvenine nasıl başladığını bu sözlerle ifade ediyor Can Yılmaz ve Klişe Hayatlar Matbaası, Yap Bi Babalık ve Bilinmeyen Numaralar kitaplarının ardından bu kez Kafa’da Kalmasın diyor!
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.