JUNG’a göre iç dünyamıza yönelik de çeşitli yapılarımız vardır. Her insanda hem dişiliğe ait bir davranış ve hissediş yapısı (ki buna “Anima” adını vermiştir) hem de erkekliğe ait bir yapı (“Animus”) vardır. Ona göre bu iki yapı arasındaki dengeye ait sorunlar cinsel kimlik bozuklukların-dan, kişilik bozukluklarına dek çok farklı psikiyatrik bozukluklara yol açabilmektedir.
Bunların en altında ise, “Kendilik” dediğimiz asıl bizim içimizdeki öz olarak düşünülebilecek olan, rüyalarımızda farklılaşarak ortaya çıkan adeta yerkürenin merkezindeki mağma katmanı gibi enerjik bir yapı vardır.
C. G. JUNG, 1875 yılında İsviçre’nin Kesswil kentinde bir din adamının oğlu olarak doğdu. Ailesinin ilk çocuğu doğumdan sonraki birkaç gün içinde ölmüş olup, kendisi ondan sonra doğan “Kıymetli Bebek” durumundaydı. Kendisine o dönemin sayılan kişilerinden olan dedesinin adını verdiler. Köydeki okuldan sonra gittiği Basel’de sık sık fenalaşarak bayıldığı, bu nedenle sara hastalığı düşünüldüğü ama muayenesinin normal çıktığı görülmüştür. Babasının kendisi ile kurduğu daha olumlu ilişki ile olasılıkla psikiyatrik kökenli olan bu sorunun üstesinden gelebilmiştir
Tüm okul hayatı ve üniversitedeki tıp eğitimini Basel’de tamamladı. 25 yaşında iken psikiyatri uzmanlığı eğitimine Zürih’te başladı. 2 yıl sonra Pierre Janet’den ders aldı. Daha sonra Zürih’te Bleuler’in yanında çalışmaya başladı. Sözcük çağrışım testleri üzerine araştırmalar yaptı. 28 yaşında iken psikiyatri uzmanı oldu ve evlendi. 30 yaşında iken, Zürih Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. 2 yıl sonra Freud ile karşılaştı, onun etkisinde kalarak psikanalize ilgi duymaya başladı.
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.